Kudüs’ün tarihinde 90 yıl boyunca Haçlılarca kanlı başlayan ve devam eden işgali, sonra da Salâhaddince barış içinde fethi, lahza lahza geçiyor gözümüzün önünden yine…
Salâhaddinler yetişene kadar çok zayiat verdi bu ümmet… Ne canlar yitirildi, ne mescidler, şehirler kıyıma uğratıldı. İlmî hafızası sadece birkaç gün içinde sulara karıştı bu ümmetin… Kudüs’lerin kapılarını Haçlı zihniyetine açanlar da hep yerli ve molla görünümlü işbirlikçiler oldu ne yazık ki. Adlar değişti de eylemler hep tekerrür etti…
Surlarımızda gedik bulmalarına sebep de hep bizim içten çürümüşlüğümüz, boş vermişliğimiz, dinden/tefekkürden uzaklaşıp, her şekliyle dünyaya dalmamız ve hizipleşme hastalığının bünyemizi yiyip bitirmesi oldu.
Değil mi ki Salâhaddin bir komutan olmasına rağmen hem sade ve mütevazi yaşayışı ile örnekti hem de işe Müslümanlar arasındaki ihtilafları gidermek suretiyle başlaması ile…
Ey bizim tekerrür eden tarihimiz ve ey bizim ders almaya niyeti olmayan mahzûn ümmetimiz!
Umudumuz bâki, dua ve anlık eylemlerimiz de dâimi olacak elbet ama Ömer’ler, Sâlahaddin’ler yetiştirmek gerek, daha içten, daha köklü ve geleceği gören planlar, çözümler bulmak gerek, nefsimizi ıslah etmek gerek…
7 Aralık 2017