Kulliyetu Neva
En son yaptığımız Rıhletu’l-İman dersimiz; “Şevval ayından başlayarak Ramazan kazanımlarımızı nasıl koruyabiliriz, taatte nasıl sebat edebiliriz” konusu üzerine bir nasihatleşme ve bayram akabinde tebrikleşme şeklinde gerçekleşti.
Rabbimizin rızası için, kardeşliği tesis etme gayesiyle yaptığımız buluşmada, fıtrî eğilimlerimize uygun olarak meşru dairede sevinci izhar etmenin gerekliliğini, yeni neslin küffarın gün ve bayramlarına özenip taklit etmemesi için iki bayramımızı bayram gibi ihya etmenin önemini ve seneye yayılan mutedil bir ibadet hayatının keyfiyetini konuştuk.
Aynı zamanda, tek ümmet şuuru içinde o günden bir nasibimiz olsun düşüncesi ile açtığımız infak kutusunda ümmetin hanımları ile çocukları adına yeniden ümitle dolmamıza vesile olan anlar oldu. Satılan herhangi bir ürün/yapılan kermes olmadan bir saat içinde beş, altı yaşlarındaki küçük yavrularımızın yüklü bayram harçlıklarını da alıp geldikleri günde, ciddi ve güzel bir meblağ toplandı. “Gazze için” diye minik elleriyle teslim ettikleri infaklarına mukabil, küçük yavrularımız da minik hediyelerle sevindirildi.
\ Ümmetin hayra kanalize edilecek nice potansiyeli olduğunu ve bu imkânları iyi değerlendirmemizin ve ıslah için ümitsizliğe düşmeden gayret etmemizin önemini bir daha hissettik.
Ramazan ayı, bir hocamızın tabiri ile “yeteneklerin keşfedildiği aydır.” Umudumuz ve duamız; nefsimizin hevaya muhalefet ederek nasıl arınabileceğini fark ettiğimiz mübarek aydaki kazanımlarımızı, bir sonraki Ramazan ayına kadar koruyabilmek; Rabbimizin verdiği ömrü ve potansiyeli zayi etmeden layıkıyla kullanabilmek…
De ki: “Gerçek anlamda zarara uğrayanlar, hesap gününde hem kendilerini, hem de ailelerini ziyana sürükleyecek olanlardır! Dikkat edin, bu gerçekten de apaçık bir hüsrandır!” (Zümer, 15)
#rıhletüliman #şevval1445 #elem_ve_emel
"İksir" Dersleri Başlıyor!