Ahmed es-Seyyid Hoca’nın Ramazan’ın son on günü ve Kadir Gecesi’ne dair dün yayınladığı 14 dk’lık ses kaydının özetini istifadeye sunmak istedik:
“Kıymetli Kardeşlerim,
Bizler on mübarek geceyle birlikte Kadir Gecesi’ni karşılamaya hazırlanıyoruz. Bu gecelerin fazileti herkesçe bilinmekte ancak ben bir hususa işaret etmek istiyorum. Kadir Gecesi’ni güzel bir amelle ihya etmeye sevk edecek esas düşünce, onun evvela kalpte azametini hissetmektir. İnsanın ona gecelerden bir gece olarak değil, senenin tüm gecelerinden farklı bir gece olarak bakmasıyla bu gerçekleşir. Bu gece, dinde ve âlemlerin Rabbi katında çok muazzam bir gecedir. Kalplerin bu geceye bakışı da istisnaî olmalıdır. Böylece azalar da kalbin hissettiği bu azamete tâbi olup harekete ve amele geçecektir. Salih amellerin tamamı için de bu geçerli, eğer kalpte evvela bu amellerin yüceliği hissedilirse ve heybeti ortaya çıkarsa azalar onun hakkını vermeye çalışır.
Peki, kalpte bu gecenin azametini hissetmek nasıl olur? Evvela, bunun dinde çok büyük bir gece olduğunu idrak etmekle.
- Allah bu geceye dair tam bir sure indirmiştir. (Kadir Suresi)
- Bu sureyi Allah tazim üslubu ile indirmiştir. Allah “وما أدراك” (Sen nereden bileceksin?) üslubunu surede kullanmıştır ki bunu kıyamet gününü zikretmek için de el-Hakka suresinin başında kullanmıştır. Kur’an’da hangi konunun, hangi üslupla geldiği bizim için önemlidir ve o meseleyi yüce ve üstün görmemizi sağlar.
- Gecenin yüceliğine dair diğer husus da, niteliklerinin bildirilmesi ve isimlendirilmesidir. “Kadir Gecesi” diye isimlendirilmesi onun bizzat kıymet ve değerini gösterir.
- Bu gecenin Kuran’ın inişi ile irtibatlandırılması. Allah’ın ebedi mucizesi olan Kur’an bu gecede indirilmiştir. Bu iniş, Kadir ve Duhan Suresi’nde zikredilmiştir. Duhan Suresi’nde de “mübarek bir gece” olarak vasfedilmiştir.
- “Bin aydan daha hayırlı oluşu” ile üstün kılındığının belirtilmesi. Bu ifade şekli, konunun bu gecede sadece sevap kazanma meselesi olmadığını, bu gecenin olağanüstülüğü, azameti ve üstünlüğünü göstermesi açısından önemli olduğunu gösterir. Meseleye “bu gecede yaptığım iyilikler katlanacak” gözüyle değil, gecenin farklılığı yönüyle bakmak gerekir.
- Peygamberimizin bu geceye istisnaî bir önem atfederek ihya etmesi. Normalde sene boyu gece namazına zaten ihtimam gösterirken, uzunluğuna ve güzelliğine Âişe annemizin ifadesiyle dikkat ederken bu son on geceye daha özel bir muamelede bulunmuş, hatta itikafı bu geceyi değerlendirmek için yapmıştır. Tüm sorumluluklarını kenara bırakmış, pek çok onu kuşatan işten sıyrılmış ve ailesini de bu gecelerde uyandırarak ihya etmelerini temin etmeye çalışmıştır:
“Rasûlullâh sallâllâhu aleyhi ve sellem, Ramazan ayının son on günü girince, kendisini büsbütün ibâdete verirdi. Bütün gece ibâdet eder, âilesini de ibâdet etmeleri için uyandırırdı.” (Buhârî)\ \ Bu gecelerde yapılabilecek en değerli amel, onu kıyam ile geçirmektir. Yani gece namazı en büyük amellerden biridir. Son on günde bilhassa gece namazına ayrıca ehemmiyet verilmesi gerekir.
Yine bir namazdan diğerine iyilikleri ve zikri artırmak, secdede duaları artırmak, rüku ve secdeleri uzatan mescidlerde namaz kılmaya gayret etmek. Alimlerin beyanı ile senelik kaderlerin belirlendiği bir gece olmasından ötürü de kişinin kendi salahı, Allah’ın onu tüm hayırlarla rızıklandırması için ve bilhassa da Muhammed ümmeti ve Gazze başta olmak üzere zulümle sarsılan beldelerimiz için dua etmek. Ayrıca bolca istiğfar etmek ve ateşten azad olmak için de dua etmek. Bu hak olan ve çok üstünde durulması gereken bir husus. Bu dünyada sebat ile ahirete intikal etmek ve ateşten kurtulma çabasına girmek en önemli ihtiyacımız. Bu gecelerde Nebi’miz aleyhisselam’a bolca salavat getirip, onun hayatımızdaki önemini idrak etmek de zikredebileceğimiz hususlardan biri.
Allah bizden ve sizden salih amelleri kabul etsin. Bizi ve sizi razı olduğu, makbul kullardan kılsın.