📕
“Derken, Allah’ın lütuf ve nimeti sayesinde, başlarına hiçbir kötülük gelmeden döndüler. Allah’ın rızasına da uymuş bulundular. Allah, çok büyük lütuf sahibidir.” (Âl-i İmran, 174)
Bazı ayetler, bazı vesilelerle kalbe yeniden nâzil oluyor sanki.
Rabbimizin lütuflarını üzerimizde çokça hissettiğimiz, incinmediğimiz ve yorulduğumuzu dahi fark etmediğimiz bir Ankara seferi akabinde zihnimizde en çok yer eden, oradaki kardeşlerimizin kalbimizde bıraktığı hoş seda oldu.
Ankara bize önceleri hep ciddi, soğuk, biraz da kasvetli bir şehir olarak gelirdi ancak bir şehrin çehresini değiştirenin, orayı anlamlı ve sevimli kılanın da oranın sâkinleri olduğunu bir kez daha anlamış olduk. İnsan şüphesiz ilk kez kendi çevresinde sevgiyi hissedince yeşeriyor, kökleri sabitleşiyor. Sonra serpildiği zaman başka çevrelerle de ünsiyeti artmaya başlıyor; Allah’ın inayetiyle, tanışma ve kaynaşma nimeti de devreye girince yollar birleşiyor.
Neva’nın en çok kayıt aldığı ilk üç şehir arasında idi Ankara. Dolayısıyla oradaki kardeşlerimizin davetine icabet etmemiz artık bir vefa borcu olmuştu bizim için. Ve sırf onları ziyaret etmek ve kardeşliğimizi pekiştirmek için geçen hafta yola çıktık. Yıllardır Rıhletu’l-İman, Neva Arapça, Neva Akademi, İksir derslerimiz ve Pusula okuma programımız vesilesiyle online platformlarda buluştuğumuz, bir kısmı ile birbirimizi hiç görmeden sevdiğimiz, fikir ve duygu alışverişinde bulunduğumuz Ankaralı kardeşlerimizle çok bereketli, keyifli, istifadeli bir beş gün geçirdik.
İlk olarak İtisam Derneği’ndeki değerli ablalarımızın vesilesiyle Înâs kitap tahlili ile ilk buluşma heyecanını yaşadık. Înâs’ın Ankara’daki evlere ve gönüllere girdiğini görmek bizi ziyadesiyle mutlu etti. İkinci olarak ise Araştırma ve Kültür Vakfı’nda “Sen Hatırlat” başlığı altında samimi bir konferansımız oldu. Uzak yakın demeden sırf tanışmak, görüşmek için oraya gelen çok kıymetli dostlarımız bize İslam kardeşliğinin mesafe tanımadığını bir kez daha gösterdi. Ayrıca her gün ayrı bir evde, ayrı bir dost ailemizin himayesinde ve keremleri eşliğinde, hiç yabancılık çekmeden uzun uzun sohbetler edip, istişarelerde bulunma imkânımız oldu.
Ankara’daki hanım kardeşlerimizin gündemindeki istişare konularımız ise genel olarak şunlar idi: Müslümanlar olarak dava şuurunun yitirilip dünyevileşmenin artması, çocukların büyümesiyle artan kaygılar, okullu veya okulsuz eğitime dair sıkıntılar, müslüman gençlerin gayri islami çevreler içinde yaşadıkları zorluklardan ötürü alternatif arayışları, kadının toplumdaki rolü ve çalışma hayatına dair meseleler, hedef birliği olmayan ailelerde eşlerin anlaşma problemleri ve ilim talebine dair sorular. Bunlar heybemize koyduğumuz en önemli başlıklar oldu. Aynı zamanda Kayseri’deki çevremizin de en mustarip oldukları konuların benzer olduğunu müşahede etmiş olduk.
Bu tür şehirler arası ziyaret ve buluşmaların gerçekten ıslah ve davet bağlamında çok faydası var. Kişi evvela kendi şehrinin imkânlarını gözden geçiriyor, imanını kaygı eden bir kitle içinde olmanın nasıl bir rızık olduğunu yeniden idrak ediyor. İkinci olarak da başka şehirlerden, aynı davaya gönül vermiş kardeşlerinin hayatlarına, azimlerine şahit oluyor; dualarına, sevgilerine mazhar olarak tazeleniyor; ümmetin yaralarını sarma kapasitesi olan samimi bir topluluk görerek İslam’ın geleceği adına umutla doluyor.
Tam bu noktada, Müslümanlar olarak seyahat anlayışımızın çeşitlenebileceğini, sadece ailemizle tatil gayesiyle bir şehre gitmekten öte sırf kardeşlerimizi görmek, gündemlerini ve ihtiyaçlarını öğrenebilmek için mesafeler kat edilebileceğini, bu tür bir seferin hayata bir ferahlık, bereket ve yenilik kattığını daha çok düşünmeliyiz.
Hâsılı kelam biz, Kayseri’deki güzide topluluğumuzun duasıyla, bizde Allah’ın izniyle yeşerttikleri sevgi ve bağlılık ile Ankara’daki kıymetli kardeşlerimizin yanına köprü olmaya gitmiştik. Şimdilerde ise her iki şehri ve başka şehirleri de içine alan kardeşlik buluşmalarının hayalini kurmaya başladık.
Rabbimiz, birbirlerini kendi rızası için seven, bir araya gelip ayrılmaları da Allah rızası için olan müslümanlara vaat ettiği arşının gölgesini bizlere de nasip etsin.
#nevamuallime