BİR ÖMÜR YETECEK VEDA
Yahya Sinvar’a…
Aynı anda
bu kadar ağıt
ve bu kadar direniş
Şaşkına dönüyor
Kalbim.
Bir ömür yetecek
cesaret biriktiriyor
kendine
bir ömür yetecek
hüzün;
yalnız bir kahramanın
gidişiyle …
Dağlar
gidişleriyle
sarstılar hep
dünyamı nicedir.
Avuçlarımda
Uhut’tan kalma hurmalar
Cennet’in kokusunu alanlar,
artlarına bakmadılar
hiç…
Durup durup
bir miktar
izin veriyorum
yağmurlara.
Bu vedayı
uzunca bir süre
soluklansın
kalbim istiyorum.
Unutmayayım,
Alışmayayım
İstiyorum.
Gözlerimi çalmasın
İstiyorum dünya,
günlerime dokunmasın.
Aynı anda
bu kadar onur
ve bu kadar hüzün
şaşkına dönüyor
kalbim…
Tüm kelimelerimin sonu
direnişe çıkıyor.
Enkazdan kalan koltukları
seviyor şimdi
yüreğim.
Yıkılmadan,
üzerinde meydan okunan…
Yumuşak, içine gömülüp
konfor solunan değil!
Dünyaya çakılan
koltuklar değil!
Dünyanın kalbine
bir hançer gibi saplanan
Ve sonra
taptaze bir umut,
yepyeni bir nefes olan…
Kahramanlığın
gizlenemez yüzüyle
tanışıyorum
o birkaç anda.
Sızlıyor sağ kolum
Zalime atılmış bir taş olmayı
yeğliyor.
Enkaz altından
dağ gibi bir çınar
fışkırıyor.
Kana kana içiyor
gözlerimiz
koca bir
vedayı.
Bir ömür yetecek
DİRENİŞ biriktiriyor.
Bükülüyor boynumuz
bir ŞEHADET
müjdesine.
Ölü demeyin onlara,
asıl ölen bizleriz.
Raziye Nur Özköse